Basit yargılama usulü ile iddianamenin kabul edilmesi sonrasında adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda, yargılamayı bir kısım usul işlemlerinden arındırıp, mahkemelere duruşma açmaksızın dosya üzerinden karar verebilme imkanı tanınmaktadır.
BASİT YARGILAMA USULÜNÜN AMACI NEDİR?
Bu yöntem, hızlı ve daha az formaliteye dayalı bir şekilde hukuk davalarının çözülmesini sağlar. Karmaşık yargılama süreçlerine göre daha hızlı ve daha az maliyetli bir yol sunar. Bu nedenle daha küçük çaplı davalarda tercih edilebilir. Dava sürecinin formaliteleri minimuma indirgenir. Karmaşık delil toplama süreçleri ve uzun süren oturumlar gibi aşamalar sadeleştirilir. Basit yargılama usulünde, tarafların sunması gereken delil miktarı ve çeşidi daha azdır. Bu da sürecin hızlanmasını sağlar. Mahkeme kararları daha hızlı alınır, çünkü davanın çözümü için gerekli olan prosedürler sadeleştirilmiştir. Basit yargılama usulü, taraflara kendi haklarını savunma fırsatı verir ve avukat gerekliliğini azaltabilir.
HANGİ SUÇLAR BASİT YARGILAMA USULÜNE TABİİDİR?
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun’un 251. maddesinin birinci fıkrasında hangi suçlar bakımından basit yargılama usulünün uygulanabileceği açıkça düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.Yani;
Sadece adli para cezasını gerektiren suçlar,
Üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlar,
Adli para cezasıyla birlikte veya adli para cezasının seçenek olarak uygulandığı hapis cezalarında yine üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulü uygulanabilecektir.
BASİT YARGILAMA USULÜNÜN ŞARTLARI NELERDİR?
Asliye Ceza Mahkemesinin görev alanına giren bir suç olmalıdır.
İddianamenin kabul edilmiş olması gereklidir.
Kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilmiş olmalıdır.
Adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren bir suç olmalıdır.
Mahkemece bu usulün uygulanmasına karar verilmesi gereklidir.
Suçun soruşturma ve kovuşturma yapılması izne veya talebe bağlı olmaması gereklidir.
Sanığın yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, sağır ve dilsizlik halinin olmaması gereklidir.
Suçun, basit yargılama usulüne tabi olmayan bir suçla birlikte işlenmemiş olması gereklidir.
BASİT YARGILAMA USULÜ SÜRECİ VE HÜKÜM
Basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verildiği takdirde mahkemece iddianame; sanık, mağdur ve şikâyetçiye tebliğ edilerek, beyan ve savunmalarını on beş gün içinde yazılı olarak bildirmeleri istenir. Tebligatta duruşma yapılmaksızın hüküm verilebileceği hususu da belirtilir. Ayrıca, toplanması gereken belgeler, ilgili kurum ve kuruluşlardan talep edilir (CMK m.251/2).
Beyan ve savunma için verilen süre dolduktan sonra mahkemece duruşma yapılmaksızın ve Cumhuriyet savcısının görüşü alınmaksızın, Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesi dikkate alınmak suretiyle, 223 üncü maddede belirtilen kararlardan birine hükmedilebilir. Mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir (CMK m.251/3).
Mahkemece, koşulları bulunması hâlinde; kısa süreli hapis cezası seçenek yaptırımlara çevrilebilir veya hapis cezası ertelenebilir ya da uygulanmasına sanık tarafından yazılı olarak karşı çıkılmaması kaydıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir (CMK m.251/4).
Mahkemece gerekli görülmesi hâlinde bu madde uyarınca hüküm verilinceye kadar her aşamada duruşma açmak suretiyle genel hükümler uyarınca yargılamaya devam edilebilir (CMK m.251/6).
BASİT YARGILAMA USULÜNDE İTİRAZ YOLUNA BAŞVURULABİLİR Mİ?
Basit yargılama usulü sonucu verilen hükümlere karşı itiraz edilebilmektedir. Süresi içerisinde itiraz edilmeyen hükümler ise kesinleşmektedir. İtirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde, dosya 5271 sayılı Kanunun 268 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie göndermektedir. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yapmakta ve kararını gereği için mahkemesine göndermektedir. Süresi içerisinde itiraz edildiği takdirde mahkemece duruşma açılarak yargılamaya genel usullere göre devam olunmaktadır. Açılan duruşmada taraflar gelmese bile tarafların yokluğunda hüküm verilebilmektedir. Ancak bu hususun taraflara gönderilen davetiyede belirtilmesi gerekmektedir. Duruşma açılmadan önce itiraz eden itirazından vazgeçer ise duruşma açılmamakta ve itiraz edilmemiş sayılmaktadır. İtiraz üzerine duruşma açan mahkeme basit yargılama usulü sonucu verdiği karar ile bağlı değildir. Ancak itirazın sanık dışındaki kişilerce yapılması halinde 5271 sayılı Kanunun 251 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan indirim korunmaktadır. İtiraz üzerine mahkemece duruşma açılarak verilen kararlar genel hükümler doğrultusunda kanun yoluna tabidir. İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması ve bu hususların itiraz etmemiş olan diğer sanıklara da uygulanma olanağının bulunması halinde bu sanıklar da itiraz etmiş gibi verilen kararlardan yararlanabilmektedir.
Comments