Kovuşturma evresi, savcılık tarafından hazırlanan iddianamedeki fiil ve fail hakkında yargılama yapılmasıdır. Kovuşturma, şüpheli hakkında yapılan soruşturma neticesinde düzenlenen iddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesiyle başlayan yargılama sürecini ifade eder (CMK m.175/1). Kovuşturma, iddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen evreyi tanımlamak üzere kullanılır (CMK m.2/f).
Savcılık, soruşturma aşamasında topladığı delillerin dava açmak için “yeterli şüphe” oluşturmadığı kanaatine vardığında “kovuşturmaya yer olmadığı kararı” verir. Bu durumda, iddianame tanzim edilip dava açılamadığı için kovuşturma evresine geçilemez.
Kovuşturma Yapmakla Görevli Ceza Mahkemeleri Soruşturma ve kovuşturma
arasındaki en önemli fark, soruşturmanın savcılık, kovuşturmanın mahkeme tarafından yapılmasıdır.
Kovuşturma yapmaya genel görevli ceza mahkemeleri şunlardır:
• Ağır ceza mahkemesi,
• Asliye ceza mahkemesi.
Kovuşturma yapmaya yetkili bazı özel ceza mahkemeleri de şunlardır:
• Çocuk mahkemesi,
• Çocuk ağır ceza mahkemesi,
• Fikri ve sınai haklar ceza mahkemesi,
• İcra ceza mahkemesi
Kovuşturma Evreleri
• Duruşma hazırlığı
• Duruşma
• Son karar evresi
Duruşma Hazırlığı Evresi
• Duruşma hazırlığı evresinde Mahkeme tarafından şekli işlemler yapılır. Bu aşamada sanığa ve sanık müdafiine, mağdura ve vekiline duruşma gününü bildiren bir tebligat gönderilecektir. İstisnai olarak, esasa ilişkin işlemler de yapılabilir. İddianamenin kabulüyle birlikte, soruşturma aşamasında “şüpheli” olan kişi kovuşturma aşamasında “sanık” konumuna geçer.
İddianameyle ceza davası açılan mahkeme, öncelikle kovuşturma evresinin duruşma hazırlığı işlemlerini yapar. Duruşma hazırlığı işlemleri, uygulamada “tensip zaptı” denilen tutanakla tespit edilir. Mahkeme, iddianamenin kabulünden sonra duruşma gününü belirler ve duruşmada hazır bulunması gereken kişileri çağırır (CMK m.175/2). İddianame, çağrı kâğıdı ile birlikte tebliğ olunarak sanık duruşmaya çağrılır (CMK m.176/1). Tutuklu sanık, cezaevine yazı yazılarak duruşmada hazır bulundurulur. Yargılamanın özelliğine göre tanıklar, bilirkişiler çağrı kağıdıyla veya zorla duruşmaya çağrılır. Toplanması gereken delillerin dosyaya getirtilmesi için müzekkereler yazılır. İstemi halinde tutuklu veya tutuksuz sanığın gösterdiği tanıkların dinlenmesi için davetiye çıkarılır ve ileri sürdüğü diğer savunma delilleri de toplanır.
Duruşma Evresi
• Duruşma evresi, kovuşturma evresinin en önemli aşamalarından olup, bir müdafi veya vekilin de görevlerinin en yoğun olduğu aşamadır.
• CMK’da kullanılan geniş anlamıyla duruşma, mahkeme tarafından son kararın verilmesine kadar yapılan tüm faaliyetleri ifade eder. Duruşmada, hükme katılacak hâkimler ve Cumhuriyet savcısı ile zabıt kâtibinin ve Kanunun zorunlu müdafiliği (avukatlığı) kabul ettiği hâllerde müdafiin (avukatın) hazır bulunması şarttır. Sanığın ve müdafiinin hazır bulunup bulunmadığı, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmedikleri saptanarak duruşmaya başlanır. Sanık, duruşmaya bağsız olarak alınır. Mahkeme başkanı veya hâkim, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü kararını okuyarak açıklar. Tanıklar duruşma salonundan dışarı çıkarılırlar. (CMK m.191).
Ceza muhakemesinde kovuşturma aşamasının en önemli özelliği duruşmalı yapılmasıdır. Duruşma aşaması tarafların iddia ve savunmalarını yaptıkları, ceza davası ile ilgili bir tartışmanın yürütüldüğü aşamadır. Duruşma, kural olarak yargılamayla ilgisi bulunsun veya bulunmasın tüm yurttaşların katılımına açıktır. Genel ahlâkın veya kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hâllerde, duruşmanın bir kısmının veya tamamının kapalı yapılmasına mahkemece karar verilebilir (CMK m.182). Sanık, on sekiz yaşını doldurmamış ise duruşma kapalı yapılır; hüküm de kapalı duruşmada açıklanır. (CMK m.185).
Duruşmada, sırasıyla; sanığın açık kimliği saptanır, kişisel ve ekonomik durumu hakkında kendisinden bilgi alınır, iddianame veya iddianame yerine geçen belgede yer alan suçlamanın dayanağını oluşturan eylemler ve deliller ile suçlamanın hukuki nitelendirmesi anlatılır. Sanığa, yüklenen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanunî hakkı olduğu ve CMK 147. maddede belirtilen diğer hakları bildirilir. Sanık açıklamada bulunmaya hazır olduğunu bildirdiğinde, usulüne göre sorgu yapma işlemi gerçekleştirilir (CMK m.191)
İfade alınmadan önce şüpheliye sahip olduğu haklar bildirilmelidir. Bu haklar şu şekilde sayılabilir:
1- Şüpheliye hangi suçla suçlandığı hatırlatılır. 2- Kendisine bir avukat seçebileceği ve bu avukatın ifade alınması sırasında şüphelinin yanında olabileceği bildirilir. Eğer şüpheli bir avukat seçmek istiyorsa ancak avukatını seçebilecek durumda değilse Baro tarafından onun adına bir avukat tayin edilir. İfade alınmadan önce şüpheliye sahip olduğu haklar bildirilmelidir. 3- Eğer kişinin yakalanıp gözaltına alınması üzerine ifadesi alınacaksa derhal yakınlarından istediği birine haber verilir. 4- Susma hakkı olduğu hatırlatılır. 5- Üzerindeki şüphelerin ortadan kaldırılması için delil toplanmasını isteyebileceği ve bu yönde kendisinin de delil ileri sürebileceği hatırlatılır.
Duruşmanın Son Celsesi
• Karar vermeye elverişli tüm delillerin toplanmış olması ve mahkemece bir kanaate varılmış olması halinde; karar vermeden önce sanığa son sözü sorulur.
• Hükümden önce son söz, hazır bulunan sanığa verilir (CMK m.216).
Son Karar Evresi
• Hakim, yargılama boyunca ileri sürülen ve tartışılan delilleri değerlendirerek, iddianamede sanığa atfedilen suçun oluşup oluşmadığını değerlendirmek üzere, müzakereye çekilmesi ile başlayan ve sanık hakkında hüküm verilmesi ile son bulan evredir. • Son beyanların alınması, müzakere ve kısa karar aşamalarından oluşur. • Bu evre, duruşmanın son celsesidir. Uygulamada son celsede karar verilir, ancak verilen bu karar kısa karardır. Gerekçeli karar daha sonra yayınlanır ve taraflara tebliğ edilir.
Hüküm Çeşitleri:
1. Beraat Kararı
2. Ceza Verilmesine Yer olmadığına dair karar
3. Davanın düşürülmesi kararı
4. Davanın reddi kararı
5. Mahkumiyet kararı - Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı
Beraat Kararı verilebilecek haller:
• İşlenen eylem, Ceza Kanunu kapsamında bir suç teşkil etmiyorsa, • İşlenen suç sanık tarafından işlenmemişse, • Sanığın suç işleme iradesi yoksa, • Hukuka uygunluk nedenlerinden biri varsa,
• İşlenen suçun sanık tarafından işlendiği kanıtlanamamışsa
Ceza verilmesine yer olmadığına aşağıdaki hallerde karar verilebilir:
• Sanığın yaşı küçük, akıl hastası veya sağır dilsiz ise, • Suç, hukuka aykırı ancak bağlayıcı bir emrin yerine getirilmesi, zorunluluk hali veya cebir tehdit altında işlenmişse • Meşru müdafaa halleri • Hata • Veya etkin pişmanlık, şahsi cezasızlık halleri, karşılıklı hakaret, işlenen fiilin haksızlık içeriğinin azlığı (örneğin hırsızlık suçunda malın değerinin azlığı gibi.) Mahkumiyet kararı verilebilecek haller: • Sanığın suçu işlediği sabit ise gerek soruşturma gerekse kovuşturma evresinde toplanan delillerle sanığın atılı suçu işlediği sabit hale gelmiş olmalıdır.
Durma - Davanın düşürülmesi kararı:
• Soruşturma ve kovuşturmanın bir şartın varlığına bağlı olması halinde, bu şart henüz gerçekleşmemişse ; DURMA KARARI: Bu durumda dava açılmıştır, ancak ESASA GİRİLMEDEN, gerçekleşmesi gereken şart henüz gerçekleşmediğinden durma kararı verilir ve şart gerçekleşene kadar kovuşturma durdurulmuş olur. (Örneğin memurların kovuşturulmasında, soruşturma izni alınmaksızın açılan bir davada durma kararı verilebilir.) • Nihai olarak bu şartın gerçekleşmemiş olması halinde; DÜŞME KARARI: Dava şartının yokluğu hallerinin yanı sıra, ölüm, zamanaşımı ve af hallerinde verilebilir. • Şikayete bağlı suçlarda düşme kararı karşımıza çıkmaktadır: Şikayetçi şikayetinden vazgeçerse, beraat değil düşme kararı verilir.
Davanın reddinin mümkün olduğu haller:
• Sanığın aynı eyleminden dolayı daha önce açılmış bir başka dava varsa
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması:
• CMK m. 231’deki tanıma göre, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç
doğurmamasını ifade eder.
• Sanık hakkında verilen mahkumiyet kararının açıklanmayarak bir nevi askıya alınmasıdır.
Bu karar ile sanık hakkında bir mahkumiyet kararı verilmiştir, ancak sanık belirlenen denetim süresi içinde kasti bir suç işlemediği veya ön görülen şartlara uygun davranmadığı sürece karar infaz edilmeyecek, hukuki sonuç doğurmayacaktır.
• Bu denetim süresi içerisinde kasti bir suç işlenmemesi halinde, düşme kararı verilecek, yani böyle bir mahkumiyet kararı hiç verilmemiş sayılacaktır.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının şartları:
CMK m. 231’e göre birlikte gerçekleşmesi gereken şartlar şunlardır:
• Ön şart 1: Sanığın muvafakatı var ise,
•Ön şart 2: Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise;
a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması, (kesinleşmiş)
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında denetim süreleri:
1-Yetişkin sanıklar bakımından 5 yıl, 2-Suça sürüklenen çocuklar bakımından 3 yıldır. (Çocuk Koruma Kanunu md.23)
Kovuşturma Kavramı ve Ceza Hukuku konularındaki sorularınızı uzman avukatımıza sormak için aşağıdaki bölümden online avukat görüşme randevusu oluşturabilirsiniz.
Comments