Tasarım Hakkının İhlali Halinde Kümülatif Koruma İlkesi Gereği Haksız Rekabet Hükümlerinin Uygulanması
Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 55/1 maddesinde tasarım; “ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümü” şeklinde tanımlanmaktadır.
Bir tasarımın hukuken korunabilmesi için yeni ve ayırt edicilik unsurlarını taşıması gerekmektedir. Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 56/4 maddesinde “yenilik” ile ilgili olarak “bir tasarımın aynısı; tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce; tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce; dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir ve karşılaştırılan tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir” tanımlaması yer almaktadır.
Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 56/5. Maddesinde “Ayırt edicilik” ile ilgili olarak ; “bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce; tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce; kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir” şeklinde bir ölçü söz konusudur (SMK m. 56/5)
Tasarımların farklı özellikleri bir arada taşıyabilmesi, “mevzuattaki birden fazla hükümle korunabilme” anlamına gelen “kümülatif koruma” ilkesiyle ifade edilmektedir. Kümülatif koruma ihtiyacı, fikri mülkiyet hakları içinde en fazla tasarımlar bakımından ortaya çıkmaktadır. Sonuç olarak, tasarımlar, tasarım hükümlerinin yanında ayrıca fikir ve sanat eserleri, patent, faydalı model ve haksız rekabet hükümleri ile de korunmaktadır.
Çoklu kümülatif koruma ilkesi gereği bir ürün hem tasarım, hem de haksız rekabet mevzuatının koruma şartlarını taşıyorsa, hak sahibi her iki mevzuata da dayanabilir.
Her korumaya ilişkin özel şartları taşımak kaydıyla, hak sahibinin, fikri mülkiyet hakları veya haksız rekabetten birine, birkaçına veya tamamına dayanarak koruma talep edebilmesini ve bu sebepleri dilediği gibi seçebilmesini ifade etmektedir. Tasarım hukukunda kümülatif koruma, tasarım sahibinin, tasarım hükümlerinin yanında ayrıca şartları sağlaması halinde diğer sınai mülkiyet haklarına, eser sahipliği haklarına veya haksız rekabet hükümlerinden bir veya birkaçı veya tamamına birlikte başvurabilecek olmasını ifade etmektedir.
TTK’nin 54 ila 63. maddeleri arasında haksız rekabet ilişkin hükümler düzenlenmektedir.. TTK’nin 54. maddesinde “amaç ve ilke” başlığı altında haksız rekabete ilişkin genel hüküm düzenlenmiştir. TTK’nin 55. maddesinde ise haksız rekabet oluşturan, dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamaların başlıcaları sayılmaktadır. Buradaki “başlıca” ifadesi maddede gösterilen haksız rekabet hallerinin sınırlı sayıda olmadığını, bunların örnek olarak sayıldığını ifade etmektedir.
Tasarımların korunması için ayrıca haksız rekabet hükümlerine başvurulabileceği Kanun’da açıkça belirtilmemiştir. Fikri mülkiyet haklarına tecavüz halleri, temelde haksız fiil niteliği taşımaktadır. Bu fiiller, ticari hayat içinde gerçekleştiği takdirde aynı zamanda haksız rekabet oluşturacaktır. Bu durumda, tasarım hakkına yönelik her türlü haksız fiil karşısında özel hükümlere alternatif olarak haksız rekabet hükümlerine dayanmak mümkün olabilecektir.
TTK’nin 54/1 maddesinde haksız rekabete ilişkin hükümlerinin amacı “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” olarak gösterilmiştir. TTK’nin 54/2 maddesinde ise hangi davranış ve uygulamaların haksız rekabet teşkil edeceği “ilke” olarak “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” şeklinde belirtilmiştir. Bu madde haksız rekabete ilişkin temel düzenlemeyi gösteren tanım ve haksız rekabetin tespitini doğrudan belirlemeye yarayan bir genel hüküm niteliğindedir.
Bir uygulamanın ya da davranışın haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı konusunda öncelikle TTK'nın 55. Maddesinde sayılan hallere bakılması gerekmektedir. Fakat bu hükümde haksız rekabet oluşturan, dürüstlük kuralına aykırı davranışların ve ticari uygulamaların başlıcaları sayılmaktadır. Bir uygulamanın veya davranışın haksız rekabet oluşturup oluşturmadığı konusunda bu hükümde sayılan hallerden birinin veya bu hükümde sayılan durumlara örnekseme yoluyla dâhil edilebilen başka durum söz konusu ise haksız rekabetin bulunduğu kabul edilir. Fakat somut olayda TTK 55. Madde de yer alan hallerden biri mevcut değil ve örnekseme yoluyla dahi dahil edilemiyorsa bu durumda genel hüküm niteliğindeki TTK 54/2 maddesine gidilmesi gerekir.
TTK’nin 55. maddesinde düzenlenen özel haksız rekabet hallerinden tasarımlara ilişkin en önemli haksız rekabet hali TTK'nın 55/1-a-4 maddesinde “başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” halidir.
TTK’nin 55/1-a-4 maddesinin gerekçesinde yer alan “karıştırılmanın dış görünüm koruması, takdim, şekil, tasarım ve donamın koruması olduğu” şeklindeki açıklama da tasarımların bu madde kapsamında koruma altında olduğunu göstermektedir.
Tasarımların Türk Ticaret Kanununda yer alan haksız rekabet hükümleri çerçevesinde korunması sadece TTK’nin 55/1-a-4 maddesiyle sınırlı değildir. Bir haksız davranış veya uygulama TTK 55 kapsamında yer almasa dahi TTK'nın 54/2 maddesi "Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. "çerçevesinde haksız rekabete konu olabilir.
Bir ihlal olması durumunda, tescilli tasarım, sahibine inhisarî yetkiler verdiği için tasarımın başka birisi tarafından izinsiz kullanılması tecavüz oluşturacağından tescilli tasarım hakkı sahibi tasarım veya haksız rekabet hükümlerine göre koruma talep edebileceği gibi gerekli koşulların sağlanması halinde haksız rekabet hükümleri tasarım hukuku yanında kümülatif olarak doğrudan uygulanabilir.
Fikri mülkiyet haklarına tecavüz hali halleri, temelde haksız fiil niteliği taşımaktadır. Bu fiiller, ticari hayat içinde gerçekleştiği takdirde aynı zamanda haksız rekabet hali oluşturduğundan Tasarım ihlali halinde tasarım hakkı sahibi, haksız davranış veya uygulama sebebiyle özellikle tasarımlarda geçerli olan kümülatif koruma ilkesi kapsamında haksız davranış veya uygulama TTK 55. Madde de yer alan hallerden birini oluşturuyor veya örnekseme yoluyla dahi dahil ediliyorsa bu hükme dayanarak dahil edilemiyorsa bu durumda genel hüküm niteliğindeki TTK 54/2 maddesi kapsamında haksız rekabet hükümlerine dayanabilir.
Türk Ticaret Kanunu'nun 54. Maddesinde haksız rekabete ilişkin düzenlemenin amacı "Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır." şeklinde ifade edilmiştir. Bu doğrultuda kanun koyucu haksız rekabeti engellemek ve caydırıcılık yaratmak amacıyla hukuki sorumluluk dışında 62. Maddeyle haksız rekabete aykırılık teşkil eden eylemleri cezalandırarak ceza-i sorumluluk da öngörülmüştür
TTK MADDE 62- (1) a) 55 inci maddede yazılı haksız rekabet fiillerinden birini kasten işleyenler,
b) Kendi icap ve tekliflerinin rakiplerininkine tercih edilmesi için kişisel durumu, ürünleri, iş ürünleri, ticari faaliyeti ve işleri hakkında kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi verenler,
c) Çalışanları, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri, çalıştıranın veya müvekkillerinin üretim veya ticaret sırlarını ele geçirmelerini sağlamak için aldatanlar,
d) Çalıştıranlar veya müvekkillerden, işçilerinin veya çalışanlarının ya da vekillerinin, işlerini gördükleri sırada cezayı gerektiren bir haksız rekabet fiilini işlediklerini öğrenip de bu fiili önlemeyenler veya gerçeğe aykırı beyanları düzeltmeyenler,
fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, 56’ncı madde gereğince hukuk davasını açma hakkını haiz bulunanlardan birinin şikâyeti üzerine, her bir bent kapsamına giren fiiller dolayısıyla iki yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılırlar.
TTK 62. Maddesi kapsamında haksız rekabet suçunun takibi şikayete bağlıdır. Bu sebeple, TTK madde 62 gereğince soruşturma yapılabilmesi için hak sahibinin şikayette bulunması zaruridir. Türk Ticaret Kanunu'nda özel bir şikayet süresi öngörülmediğinden şikayet süresiyle ilgili genel kural haksız rekabet suçlarında da geçerlidir.
TCK Madde 73- (1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz.
Bu madde kapsamında haksız rekabet sebebiyle şikayette bulunacak kişi fiilden ve failin kim olduğunu öğrendiği günden başlamak üzere altı ay içinde şikayette bulunması gerekmektedir. Bu süre içinde şikayetçi olunmaması durumunda soruşturulması kovuşturulması ve takibi şikayete bağlı bir suç tipi olduğundan TTK’ da haksız rekabet suçu için özel bir şikayet süresi öngörülmediğinden, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (“TCK”) madde 73 gereğince şikayet hakkı olan kişinin fiilden ve failin kim olduğundan haberdar olduğu günden başlamak üzere altı ay içinde şikayette bulunması gerekmektedir. Bu süre içerisinde şikayet talebinde bulunulmaması durumunda, soruşturma ve kovuşturma yapılamayacaktır.
Konu ile ilgili sorularınızı uzman avukatımıza yöneltmek için aşağıdaki bölümden online avukat görüşmesi yapabilirsiniz.
Comments