top of page

Kefalet Sözleşmesi Nedir?

efalet sözleşmesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (“Kanun”) 581. maddesi ile 602. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Buna göre kefalet sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşmedir.

Yani kefalet sözleşmesinin amacı teminat sağlamaktır. Borçlu, borcunu yerine getirmediği zaman teminat fonksiyonu uyarınca alacaklı, kefile başvurur. 

Kefilin borcu aynen ifa borcu değildir. Yani alacaklı, borçlunun borçlandığı edimin yerine getirilmesini isteyemez, aynı ifa talebinde bulunamaz. Alacaklı, kefilden yalnızca alacağını elde edememesinden kaynaklı olarak doğan zararı isteyebilir. 


Kefalet Borcunun Özellikleri Nelerdir?

  • Asıl borçtan bağımsız bir borçtur.

Kefilin borcu, asıl borçlunun borcunu yerine getirmemesi durumunda karşı taraftaki alacaklının uğramış olduğu zararı tazmin borcudur. Yukarıda da belirttiğimiz gibi; kefil, asıl borcu üstlenmez. Üstlendiği borç ayrı ve bağımsız bir borçtur.

  • Bir para borcudur.

Kanun’un 583. maddesi gereğince Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Yani kefilin borçlandığı borç bir para borcudur ve borcun azami miktarının kefalet sözleşmesinde kefilin el yazısıyla belirtilmesi gerekir.

  • Bağımlı bir yan borçtur.

Kefalet borcunun varlığı, asıl borcun varlığına bağlıdır. Yani asıl borç yoksa kefalet borcu da yoktur. Asıl borç sona ererse kefalet borcu da sona erer zira kefalet borcunun amacı zaten asıl borcu güçlendirmek, teminat sağlamaktır.

  • Tali bir borçtur.

Alacaklı alacağını almak için önce asıl borçluya gitmeli, asıl borçludan alamazsa kefile başvurmalıdır. Dolayısıyla kefalet borcu, tali nitelikte bir borçtur.


Kefalet Borcunun Müteselsil Borçtan Farkı Nedir?

Müteselsil borçta her bir borçlu, borcun tamamından birlikte sorumludurlar. Yani alacaklı, müteselsil borç söz konusu olduğunda borçlulardan istediğine başvurabilir. Oysa kefalet sözleşmesinde asıl borçluya başvurmadan kefile başvurulamaz.


Kefalet Sözleşmesinin Şekil Şartları Nelerdir?

Kefalet sözleşmesinin şekli, Kanun’un 583. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Yani Kanun’da kefalet sözleşmesi için nitelikli bir yazılı şekil öngörülmüştür. Keza maddenin devamı şu şekildedir: Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.

Yani kefalet sözleşmesinin oluşması için normal bir yazılı şekil yeterli olmaz. Ayrıca kefilin bir de kendi el yazısıyla sözleşmeye sorumlu olacağı azami miktarı yazması gerekir. Aksi takdirde sözleşme geçerli olmayacaktır.


Kefalet Sözleşmesinde Eşin Rızası Şart Mıdır?

Evli kimseler için kefalet sözleşmesi, ancak eşin rızasıyla geçerli olur. Rızanın yazılı şekilde verilmesi gerekmektedir. Bu rıza, sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç sözleşmenin kurulması anında verilmiş olmalıdır. Ancak eşler ayrı yaşama hakkına sahiplerse ya da eşler hakkında ayrılık kararı verilmişse diğer eşin rızası aranmaz.

Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılıp kefilin yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan veya kefilin lehine olan değişiklikler için eşin rızası gerekmez. 


Kefalet Sözleşmesinden Dönmek Mümkün Müdür?

Kefaletten belli şartlar dahilinde dönmek mümkündür. 

Eğer borçlunun borcun doğumundan önceki mali durumu, kefalet sözleşmesinin yapılmasından sonra ciddi olarak bozulmuşsa veya borçlunun mali durumunun, kefalet sırasında çok daha kötü olduğu ortaya çıkmışsa, kefil alacaklıya yazılı bir bildirimde bulunarak, borç doğmadığı sürece her zaman kefalet sözleşmesinden dönebilir

Tabi bu dönmenin bir yaptırımı ise şu şekildedir: Kefil, alacaklının kefalete güvenmesi sebebiyle uğradığı zararı gidermekle yükümlüdür.

Yani borçlu, kefalet sözleşmesine güvenerek bazı masraflara girmiş ve zarara girmiş olabilir. İşte kefil, bu zarardan sorumludur.


Asıl Borç Sona Erince Kefalet Sözleşmesi de Sona Erer mi?

Kefaletin asıl borca bağlı feri nitelikte bir borç olduğundan bahsetmiştik. Asıl borcun sona ermesiyle birlikte kefalet de sona erer. Dolayısıyla asıl borç herhangi bir şekilde sona erdiğinde kefalet sözleşmesi de ortadan kalkar.


Kefalet, Belli Bir Süre Sonunda Kendiliğinden Ortadan Kalkar mı?

Bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefalet, buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak on yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkar. Tabii daha sonra kefalet sözleşmesi yenilenebilir. Bu husus sadece gerçek kişiler tarafından verilen kefaletler bakımından geçerlidir. Tüzel kişilerin kefaletinde 10 yıllık süre sınırı yoktur.



20 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page