1. KORUMA TEDBİRİ KAVRAMI
Koruma tedbirleri, ceza muhakemesinin gereği gibi yapılabilmesi veya hükmün infazının mümkün kılınması amacıyla muhakeme sürecinde başvurulabilen ve hükümden önce, gerektiğinde zor kullanmak aracılığı ile bazı temel hak ve özgürlüklere geçici müdahaleyi gerektiren işlemlerdir.
Koruma tedbirleri doğrudan veya dolaylı olarak delil elde etme yöntemidir. Gecikmesinde sakınca olan hallerde, görünüşte haklılık ilkesine bağlı olarak, temel hak ve hürriyetlerin birini ya da birkaçını ciddi düzeyde, zor dahi kullanılabilecek şekilde kısıtlayan, yasal düzenlemeye tabi, geçici nitelikte usul işlemleri ya da araçlar şeklinde de tanımlanabilir. Ceza muhakemesi hukuku kurallarının uygulanmaya başlanması için gerekli olan, bir suçun işlendiğine dair şüphenin oluşmasından sonra uygulanabilmesi sebebiyle, koruma tedbirleri, adli niteliğe sahip tedbirlerdir.
Koruma tedbirlerinin amacı ise, ceza muhakemesi sürecinde soruşturma ve kovuşturmanın yapılabilmesi kolaylaştırılması, yargılamanın mümkün olduğunca kısa bir sürede sonuçlandırılması, verilecek hükmün infaz edilebilmesi, maddi gerçeğe ulaşmayı güçleştirecek durumlar gibi usul açısından tehlikeli sonuçların önlenmesi, yargılama giderlerinin karşılanabilmesidir.
2.KORUMA TEDBİRLERİNİN ORTAK ÖZELLİKLERİ ve ŞARTLARI
Koruma tedbirleri ortak özellikleri ve ortak şartları bünyelerinde barındırırlar. Koruma tedbirleri ortak özellikleri: Araç olma, geçici olma, yasal düzenlemeye dayanma, temel hak ve hürriyetlere müdahale oluşturmadır. Koruma tedbirlerinin ortak şartları ise gecikmede tehlike, haklı görünüş ve orantılılıktır.
Koruma tedbirleri özellikleri :
Araç olmak: Koruma tedbirleri, delil elde etme ve yargılama sırasında adli makamların delilleri değerlendirebilmesi için bunları muhafaza etme işlevine aracılık ederler.
Ceza muhakemesinin maddi gerçeğe ulaşma amacının gerçekleştirilmesine hizmet ederler. Örneğin, gözaltı, yakalama, arama, elkoymanın aracı konumundadır.
Geçici Olmak: Koruma tedbirleri, maddi gerçeğe ulaşmada ikincil konumunda oldukları için tedbirlerin geçici olarak uygulanması gerekir. Koruma tedbirleri, delillerin muhafaza altına alınabilmesi, şüpheli ya da sanığın yetkili merciler önünde hazır bulundurulabilmesi, adil bir şekilde yargılamanın yapılabilmesi ve sonunda mahkûmiyet hükmü kurulacak ise, bunun infazının gerçekleştirilebilmesi amacıyla sınırlı olarak sürekli değil, geçici bir şekilde uygulanması gereken tedbirlerdir. Koruma tedbirlerinin geçici olma özelliği, başka bir tedbirin uygulanması gerektiğinde tedbire son verilmesi şeklinde ortaya çıkabilir. Örneğin yakalama tedbirine, Cumhuriyet savcısının gözaltına alma emriyle birlikte son verilir. Geçicilik, tedbirin uygulanma şartları ortadan kalktığında tedbirin sonlandırılması şeklinde de ortaya çıkabilir.
Örneğin, şüpheli tutuklandıktan sonra, tutuklamanın şartlarının devam edip etmediği hususu incelenerek, şartlar ortadan kalkmışsa tutukluluğun kaldırılmasına karar verilebilir. Geçici olma özelliği, tedbirin belirli bir süre uygulanmasının öngörüldüğü hallerde, bu sürenin sona ermesiyle sonlandırılması şeklinde de olabilir. Örneğin, teknik araçlarla izleme tedbirine en çok üç haftalık süre için karar verilebilir. Bu süre gerektiğinde bir hafta daha uzatılabilir. Süreler geçtiğinde tedbirin uygulanmasına son verilir.
Koruma tedbirleri kanunla düzenlenmelidir: Çünkü anayasal bir hakka müdahale oluşturan muhakeme işlemlerinin yasayla düzenlenmesi gereklidir. Hukuk düzenince korunan bir hakka müdahale söz konusu olduğunda, bu müdahalenin sınırlarının ve uygulanma şartlarının yasayla belirlenmesi gerekir. Koruma tedbirlerinin kanunla düzenlenmesi şeklindeki gereklilik, Anayasa’nın 13. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir.” Bu sebepten, kanun dışında örneğin bir yönetmelikle temel hak ve özgürlüklerin sınırlanması Anayasa’ya aykırıdır. Bununla birlikte kanun ile düzenlenmiş bir koruma tedbirinin detayları, kanuna aykırılık oluşturmamak şartıyla yönetmelikle düzenlenebilir.
Koruma tedbirlerinin tümü, bireyin temel hak ve hürriyetlerine müdahale teşkil eder. Örneğin yakalama, gözaltı, tutuklama kişi güvenliği ve özgürlüğüne, arama bireyin özel hayatına, iletişimin dinlenmesi haberleşme hürriyetine müdahale oluşturur.
Koruma tedbirlerinin ortak şartları:
Görünüşte haklılık: Koruma tedbirlerinin görünüşte haklı olması, tedbire başvurulduğu andaki koşullara göre tedbirin uygulanma şartlarının mevcut olması, tedbire başvurulmasının haklı gözükmesi anlamına gelir.
Orantılı Olmak: Koruma tedbirlerinin orantılı olması, Anayasal bir zorunluluktur. Anayasa m. 13’te temel hak ve özgürlüklere yönelik sınırlamaların; “Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine” aykırı olamayacağı ifade edilmiştir. Orantı temel hak ve hürriyetlere yapılan müdahale ile işin önemi ve yargılama sonucunda verilmesi beklenen ceza ya da güvenlik tedbirleri arasında bulunması aranır. Ayrıca koruma tedbiri uygulanırken de orantılılık ilkesi göz önünde bulundurulmalı ve bu ilke aşılmamalıdır.
Gecikmede sakınca: Koruma tedbirlerine hiç başvurulmadığında veya geç başvurulduğunda delillerin elde edilip muhafaza altına alınamaması, şüphe altındaki kişinin kaçabilecek olması nedeniyle hükmün infaz edilememesi ve muhakeme masraflarının da karşılanamaması gibi sonuçların doğma tehlikesi söz konusudur. Tedbire gecikmeden başvurmanın da zorunlu olduğu kabul edilebilir.
Koruma tedbirleri birçok amaca hizmet etmek üzere birden çoktur ve mevzuatımızda ayrı ayrı düzenlenmişlerdir. Bunlar: Yakalama ve gözaltı, Tutuklama, Adli Kontrol, Arama ve El koyma, İletişimin denetlenmesi, Gizli Soruşturmacı ve Teknik Araçlarla İzlemedir.
Comments