1- Verginin Tarhı
a) Tanımı ve Tarhın Nitelikleri
Verginin tarhı; vergi matrahına, vergi kanunlarında yer alan oran ve ölçülerin uygulanması suretiyle, verginin hesaplanmasına yönelik idari bir işlemdir.
Tarh işleminin idarece yapılması, devlet ile mükellef arasında hesaplanan vergi kadar alacak-borç ilişkisinin doğmasına neden olması, kanunilik ilkesine dayanması önemli niteliklerindendir.
b) Tarh Usulleri
i) Beyana Dayanan Tarh
ii) İkmalen Vergi Tarhı
iii) Re’sen Vergi Tarhı
iv) İdarece Vergi Tarhı
v) Tahrire Dayanan Tarh
vi) Düzeltme Yoluyla Tarhı
vii) Götürü Matrahlar Üzerinden Tarh
BEYANA DAYANAN TARH
Vergiye tabi unsurların neler olduğunun ve özelliklerinin en iyi mükellef tarafından bilinebileceği dikkate alınarak, onun beyanın esas alınması ve beyan ettiği matrah ve bilgilere göre vergi tarhının yapılması mantığına dayalı bir tarh uygulamasıdır.
Mükellef beyannamesini; elektronik ortamda verebilir. Bizzat vergi dairesine vermek veya posta yoluyla beyannameyi göndermek de bazı sınırlamalar çerçevesinde söz konusu olabilmektedir.
Mükellefin beyanına göre vergi tarh edildikten sonra, tahakkuk fişinin bir nüshası kendisine iletilmek suretiyle tebligat gerçekleştirilmekte ve yasal süreç içerisinde verginin tahsili cihetine gidilmektedir.
Beyan usulü, çağdaş bir tarh usulü olup, gelişmiş vergi sistemlerinde olduğu gibi, ülkemizde de beyana dayanan tarh yaygın ve etkin bir şekilde uygulanmaktadır.
Beyana dayanan tarhın başarısını etkileyen (eğitim, yasaların sadeliği, idari etkinlik, cezaların caydırıcılığı gibi) çeşitli faktörler mevcuttur.
İKMALEN VERGİ TARHI
Tanımı: Bir vergi tarh edildikten sonra ortaya çıkan ve defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere göre tespit edilen matrah ve matrah farkları üzerinden verginin tarh edilmesidir.
Nitelikleri: İkmalen tarh yapılabilmesi için aynı anda her ikisi de mevcut olması gereken iki koşul mevcuttur. Bunlar;
i) Daha önce bir vergi tarhiyatı yapılmış olmalıdır.
ii) Defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere göre tespit edilen matrah ve matrah farkı mevcut olmalıdır.
Mükellefin fiilinin niteliğine göre, yaptırım uygulaması mevcuttur.
Ödenecek verginin ve buna bağlı olarak uygulanacak yaptırımın tespitinde; “mükellef doğru beyanda bulunsa idi ne kadar vergi tarh edilecek idi” yaklaşımına göre vergi hesaplanır, sonra; eksik beyan sonucu tarh edilmiş olan vergi bu tutardan düşülür. Bu suretle eksik ödenmiş olan vergi hesaplanır. Bu tutar üzerinden de, yasal çerçevede ceza, gecikme faizi gibi uygulamalar gerçekleştirilir.
Re’sen Vergi Tarhı
Matrahın; defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkân bulunamayan hallerde, vergi inceleme elemanlarının veya takdir komisyonlarının belirledikleri matrah veya matrah farkları üzerinden verginin tarh edilmesidir.
Vergi Usul Kanunumuzun 30. maddesinde belirtilen hallerde, re’sen tarh yoluna gidilebilmektedir. Bunlara örnek olarak; beyannamenin kanuni süresi geçtiği halde verilmemiş olması, beyannamede vergi matrahına ilişkin bilgilerin bulunmaması, VUK’a göre tutulması gereken defterlerin tamamen veya kısmen tutulmamış olması, tasdik ettirilmemiş olması, inceleme elamanlarına ibraz edilmemesi, bunların noksan, usulsüz, karmaşık olması sonucu güvenilmezliği, defter ve belgelerin gerçeği yansıtmaması gibi haller gösterilebilir.
Mükellefin fiilinin nitelliğine göre, cezai uygulama yapılması ve gecikme faizi uygulanması söz konusudur.
DİĞER TARH USULLERİ
Gerek VUK’da mevcut ve gerekse uygulamadan kaynaklanan diğer tarh usullerinden de söz edilebilir. Bunlar, aşağıda belirtildiği üzere sıralanabilir:
i) İdarece Vergi Tarhı
Verginin idarece tarhı; mükelleflerin verginin tarhı için vergi kanunları ve yönetmelikleri ile muayyen zamanlarda müracaat etmemeleri veya aynı kanunlarla kendilerine tahmil edilen mecburiyetleri yerine getirmemeleri sebebiyle zamanında tarh edilemeyen verginin kanunen belli matrahlar üzerinden idarece tarh edilmesidir.
ii) Tahrire Dayanan Tarh
Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenmiş fakat uygulaması bulunmayan vergi tarhıdır. Emlak Vergisi Kanunu uyarınca yürürlükten kaldırılmıştır. Emlak vergisi, mükelleflerin yeni bina inşa edilmesi halinde idareye bildirimde bulunmakta ve vergi matrahı idarece tespit edildiğinden, tahrire dayanan vergi tarhına ilişkin hükümlerin uygulama alanı bulunmamaktadır.
iii) Götürü Matrahlar Üzerinden Vergi Tarhı
Belli yükümlü kesim ve grupları açısından vergi matrahının götürü tutarlar olarak belirlenmesi suretiyle vergi tarh edilmesidir. Götürü vergilendirme adil olmayan sonuçlar doğurduğu için günümüzde bu uygulamadan vazgeçilmiştir.
iv) Düzeltme Yoluyla Tarh
Hataların düzeltme fişine dayanılarak düzeltildiği yöntemdir. Düzeltme yoluyla yeni vergi veya cezanın tespitine düzeltme yoluyla tarh denilmektedir. Hatanın mükellef aleyhine yapılmış olması halinde, fazla vergi aynı fişe dayanılarak terkin ve tahsil olunmuş ise mükellefe iade edilir. Fazla alınan vergiler için iade edilmek üzere düzenlenen düzeltme fişinin bir nüshası, bu yöntemde mükellefe tebliğ edilir. Mükellef tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde parasını geri almak üzere müracaat etmediği takdirde hakkını kaybeder.
2- Tebliğ
A- Tebliğin Tanımı ve Önemi:
Tebliğ, vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların, vergi mükelleflerine veya ceza sorumlularına yazılı olarak bildirilmesidir.
Tebliğ;
i) Mükellefin veya ceza sorumlusunun, kendisi ile ilgili işlemden haberdar edilmesi, bilgilendirilmesi bakımından önem taşır.
ii) Mükellefin veya ceza sorumlusunun, katılmadığı yani kabullenmediği bir idari işlem söz konusu olduğunu düşünmesi halinde, hak arama yollarına başvurmasına imkan sağlar.
iii) Verginin tahakkuku ve kesinleşmesi ile ilgili sürecin işleyişine dayanak oluşturur.
B- Tebliğ Yapılabilecek Kişiler:
Tebliğ, mükellefe, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılabilmektedir. VUK’un 93. maddesi hükmü gereğince uygulama yapılmaktadır.
C- Tebliğ Usulleri
1- Elektronik Ortamda Tebliğ
Aşağıda belirtilen tebliğ usulleriyle bağlı kalınmaksızın, tebliğe elverişli elektronik bir adres aracılığıyla elektronik ortamda tebliğ yapılabilir. Elektronik ortamda tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.
2- Posta Yoluyla Tebliğ:
Vergi Usul Kanununda yer alan olağan tebliğ uygulaması olup, posta sistemi içerisinde tebligatın gerçekleştirilmesini öngörmektedir. Tebliğin; VUK’un 101. md. Hükmü gereğince;
i) İşe başlamada ya da adres değişikliğinde bildirilen işyeri adresine,
ii) Yoklama fişinde veya yetkili görevlilerce tutanakla belirlenen işyeri adresine,
iii) Adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresleri,
Bilinen adres olarak kabul edilmektedir.
Tebliğ;
i) Posta idaresince gerçekleştirilmektedir. Tebliğ alındısına, tebligat tarihi ve tebliğ muhatabının imzası alınmaktadır.
ii) Tebliğ muhatabı, tebliğden kaçınır ise;
- Tebliğ evrakının ilgili idareden alınabileceği şerhini taşıyan bir pusula kapıya yapıştırılır.
- Posta görevlisi gerekli kaydı düşerek evrakı, tebliği yaptıran idareye iade eder.
- Bu durumda tebliğ, pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihte yapılmış sayılmaktadır.
iii) VUK’un 101. md. 3. bendine göre adrese tebliğ yapılacak durumlarda, tebliğ muhatabının adreste bulunamaması durumunda; posta görevlisi bu durumu tebliğ alındısı üzerine kayıt ve imza eder. Tebliğ evrakı gönderildiği idareye iade edilir. Münasip bir süre sonra tekrar tebliğe çıkılır. İkinci kez çıkılan tebliğ evrakı da aynı nedenlerle tebliğ edilememiş ise; tebliğ evrakının ilgili idareden alınabileceği kaydını içeren bir pusula kapıya yapıştırılır. Evrak idareye iade edilir. Evrak, 15 gün içinde alınır ise alındığı günde, bu süre içinde alınmaması durumunda 15.günde tebliğ yapılmış sayılmaktadır.
3- İlan Yoluyla Tebliğ:
Tebliği gereken vergi veya ceza tutarına bağlı olarak, çeşitli ilan araçlarıyla ilanen tebligat uygulamasıdır. İlan panosuna ilanın asılması, tebliğ muhatabının adresinin bağlı olduğu muhtarlığa bir suretinin gönderilmesi yanında, tebliği gereken vergi veya cezanın tutarına bağlı olarak, yerel gazete veya Türkiye genelinde yayın yapan gazetede de ilanın verilmesi yoluna gidilebilmektedir.
Buna göre;
i)Tebliğin konusu, her biri için ayrı ayrı olmak üzere, her yıl belli bir miktardan az vergi veya vergi cezası ile ilgili ise; ilanın panoya asılması yoluna gidilmektedir. İlan yazısının askıya çıkarıldığı tarihi izleyen 15. gün ilan tarihi olarak kabul edilmektedir.
ii)İlan yazısının bir sureti, tebliğ muhatabının son adresinin bağlı olduğu muhtarlığa gönderilmektedir.
iii)İlan ile yapılan tebliğin konusu, her yıl farklı para tutarları arasındaki vergi veya cezasına ilişkin olduğu takdirde ilanın, ilgili vergi dairesinin bulunduğu belediye sınırları içinde çıkan bir veya daha fazla gazetede yayımlanması gerekmektedir.
Söz konusu tutarın belli bir miktarı aşması halinde ilanın, Türkiye genelinde yayın yapan günlük gazetelerden birinde ayrıca yapılması zorunluluğu vardır.
iv)Tebliğ olunacak evrakın örneklerinin, yabancı ülkede bulunan mükellefin bilinen adresine ayrıca posta ile gönderilmesi gerekmektedir.
4- Memur Eliyle Tebliğ
Tebliğ evrakının, görevli memur aracılılığıyla tebliğ muhatabına ulaştırılmasıdır. Bu konuda yetki, Hazine ve Maliye Bakanlığına verilmiştir.
5- Daire veya Komisyonda Tebliğ
Tebliğ işleminin vergi idaresinde veya uzlaşma gibi komisyon toplantıları nedeniyle ilgili tebliğ muhatabına tebligatın gerçekleştirilmesidir.
Vergi Hukuku ile ilgili sorularınızı Uzman Avukatımıza online görüşme ile sormak için aşağıdaki bölümden Online Avukat Görüşme Randevusu oluşturabilirsiniz.
Comentarios