Öncelik olarak hükümsüzlük durumu, hukuki bir işlemin kanunda belirtilen ve gösterilen şekilde yerine getirilmemesi halinde söz konusu olmaktadır.
Markanın hükümsüzlüğü durumu ise, söz konusu olan markanın kanunda belirlenen ve öngörülen şekle aykırı bir şekilde tescil edilmesi halinde meydana gelmektedir.
Bir başka ifade ile, Sınai Mülkiyet Kanunu’nda 5. Kısım itibarıyla marka hakkının sona ermesi hususu düzenlenmiştir. Bu kapsamda 5. Kısım hakkın sona ermesi başlığı adı altında 1. Bölüm ve 2. bölümlerde hüküm altına alınmıştır. SMK’da 5. Kısmın 1. Bölümünde hükümsüzlük ve iptal durumları düzenleme alanı bulmuşken, 2. Bölümde ise diğer sona erme durumları ve sonuçları düzenlenmiştir.
Söz konusu olan bu konunun mutlak ve nispi ret nedenlerini düzenleyen 5. ve 6. Maddelerinde belirlenen unsurlarda hata veyahut yanlışlık olmasına rağmen markanın tescil işleminin gerçekleşmesi halinde, HÜKÜMSÜZLÜK DURUMU MEYDANA GELECEKTİR. Hükümsüzlük durumları markanın tescili aşamasında bulunan fakat buna rağmen tescil edilmiş olan markalar için söz konusu olabilmektedir. Bu sebeple marka TÜRKPATENT incelemesi aşamasından geçmiş olsa bile marka hakkı sahibi olan kişi bu konuda tümüyle garanti altında olamayacaktır.
Bu yazımızda marka hakkının sona erme durumlarından biri olan markanın hükümsüzlük hallerini inceleyeceğiz.
SMK M.5 MARKA TESCİLİNCE MUTLAK RET NEDENLERİNİ DÜZENLEMEKTEDİR.
BU MADDE HÜKMÜ GEREĞİNCE;
Marka tescilinde mutlak ret nedenleri MADDE 5- “(1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez: a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler.b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler. c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler. ç) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler. d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler. e) Malın doğası gereği ortaya çıkan şeklini ya da başka bir özelliğini veya teknik bir sonucu elde etmek için zorunlu olan veya mala asli değerini veren şeklî ya da başka bir özelliğini münhasıran içeren işaretler. f) Mal veya hizmetin niteliği, kalitesi veya coğrafi kaynağı gibi konularda halkı yanıltacak işaretler. g) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesine göre reddedilecek işaretler. ğ) Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamı dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, tarihi ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş diğer işaretler ile yetkili mercilerce tescil izni verilmemiş olan armaları, nişanları veya adlandırmaları içeren işaretler. h) Dinî değerleri veya sembolleri içeren işaretler.ı) Kamu düzenine veya genel ahlaka aykırı işaretler.i) Tescilli coğrafi işaretten oluşan ya da tescilli coğrafi işaret içeren işaretler.(2) Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez. (3) Bir marka başvurusu, önceki marka sahibinin başvurunun tesciline açıkça muvafakat ettiğini gösteren noter onaylı belgenin Kuruma sunulması hâlinde birinci fıkranın (ç) bendine göre reddedilemez. Muvafakatnameye ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.” hükmü düzenlenmiştir.
SMK M. 6 İSE MARKA TESCİLİNDE NİSPİ RET NEDENLERİNİ DÜZENLEMEKTEDİR. BU MADDE HÜKMÜ GEREĞİNCE;
Marka tescilinde nispi ret nedenleri
“MADDE 6- (1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir. (2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir. (3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir. (4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir. (5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir. (6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir. (7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir. (8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir. (9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” hükmü yer almaktadır.
BU MADDELERİN VARLIĞI HALİNDE İLGİLİLER TARAFINDAN MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜK DAVASI AÇILABİLİR. Keza;
Hükümsüzlük davası yenilik doğuran bir dava olup dava geçmişe yönelik etkilidir.
Hüküm markanın başvuru tarihinden itibaren etkili olup, markaya sağlanmış olan koruma hiç doğmamış varsayılacaktır. Fakat geçmişe yönelik etkili olma kuralına birkaç istisnalar getirilmiştir. Bu istisnalar; Marka sahibinin AĞIR İHMAL ve KÖTÜ NİYETLİ davranışından ötürü zarar gören kişinin hakkı saklı kalmak üzere, karardan önce marka hakkına tecavüzden kesinleşmiş yargı kararları ve yine karardan önce imzalanmış olan akitler hükümsüzlüğe yönelik olarak kararlardan geçmişe yönelik olarak etkilenmezler.
Hükümsüzlük durumunda markanın tescil olduğu bir kısım mal veyahut hizmet sınıfına ilişkinse eğer sadece o mal ya da hizmet sınıfına yönelik olarak HÜKÜMSÜZLÜK KARARI verilebilir. Yani marka tamamen sicilden terkin edilmeyecektir. Bu hususta güncellenmesi gerekebilir.
Mutlak tescil engelleri, kamu yararı ile yakından ilgili olmasından ötürü her zaman “itiraz” konusu oluşturmaktadır. Bu nedenle, ilgili unsurlara dayalı olarak açılacak hükümsüzlük davaları için BİR SÜRE ÖNGÖRÜLMEMİŞ OLUP, bu sebeple tescilin üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin her zaman DAVA AÇILABİLECEKTİR. Bu hususun bir tek istisnasını, marka sahibinin bilmiş olduğu ya da bilmesini gerektiği markalar kapsamaktadır.
Mutlak ret nedenleri re’sen dikkat edilmekte olup, bu açıdan itiraz mahiyetindedir. Bu hususlara dayalı olarak yapılan başvuru durumlarında mahkeme, belirtilen ve gösterilen itiraz sebebine bağlı olmaksızın re’sen bir araştırma yapmaktadır. Fakat nispi ret nedenlerine dayalı olarak yapılan başvurularda mahkeme, belirtilen sebep kapsamında inceleme yapmaktadır. Keza nispi ret engelleri kamu menfaatine yönelik olarak, önceki has sahiplerine yöneliktir.
Son olarak ise, tescili gerçekleşmemiş markalar için herhangi bir hükümsüzlük iddiasında bulunulmak mümkün değildir. Keza aynı hususta henüz tescil aşamasını bitirmemiş olan ve başvuru yapılan markalar içinde de bu iddiada bulunmak olanaklı değildir.
Sonuç olarak MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNDEN BAHSEDİLEBİLMESİ İÇİN, TESCİL SÜRESİ İÇERİSİNDE İKEN MARKANIN HÜKÜMSÜZ OLDUĞUNU MEYDANA GETİRECEK SEBEPLERİN VARLIĞI TESPİT EDİLMELİ VE BELİRLENMESİ GEREKMEKTEDİR.
Konu ile ilgili uzman fikri mülkiyet avukatı ile online görüşme yapmak için aşağıdaki bölümden randevu oluşturabilirsiniz.
"Faydalı Model Hakkı Nedir?" yazımızı okumayı unutmayın!
Comments