top of page

Yeni Nesil Yatırım, Yatırım Ortaklıkları ve Yatırım Fonları

Güncelleme tarihi: 18 Eki 2022

Yatırım Ortaklığı vs Yatırım Fonu


Finans dünyası sürekli bir değişimin içerisinde. Yatırım süreçleri de aynı hızda bu değişimlerden etkileniyor. Maalesef, ülkemizde bu değişimler oldukça sonradan ve yavaş gerçekleşiyor. Hukuk dünyamızda bir süredir bulunan ve her geçen gün değeri artan yatırım kuruluşları var. Kolektif yatırım kuruluşları.

Kolektif yatırım kuruluşlarından, girişim sermayesi yatırım ortaklığı ve yatırım fonları oldukça önemli. Özellikle de startup dünyasını yakından ilgilendiriyor.

Bu yazıda, girişim sermayesi yatırım ortaklığı ve yatırım fonlarını değerlendirdik.



Yatırım Ortaklığı Nedir?


Yatırım ortaklığı, en basit ifade ile yatırım süreçlerini birlikte gerçekleştirebilmek için bir araya gelmiş ortaklılardır. Ortaklıklar hukuk ile borçlar hukukunun kesişim alanında yer almaktadır. Ancak yine de bu ortaklılar, yatırımcıların hak ve menfaatlerinin korunması için sermaye piyasasının düzenlenmesi ve denetlenmesine ilişkin olan Sermaye Piyasası Kanunu ile hukuk dünyamıza girmiştir.

Girişim sermayesi yatırım ortaklıkları (“GSYO”) da birer yatırım ortaklığı olduğu için SPK’nın yatırım ortaklığının kuruluşuna ilişkin hükümlerine tabidir.

SPK’nın 48’nci maddesine göre yatırım ortaklıkları, sermaye piyasası araçları, gayrimenkul, girişim sermayesi yatırımları ile Kurulca belirlenecek diğer varlık ve haklardan oluşan portföyleri işletmek amacıyla, paylarını ihraç etmek üzere kurulan sabit veya değişken sermayeli anonim ortaklıklardır.

Yatırım ortaklıklarının;

-kuruluşuna ve kurucularına,

-anonim ortaklıkların yatırım ortaklığına dönüşümüne,

-yatırım ortaklığı statüsünden çıkmalarına,

-asgari halka açıklık oranına,

-faaliyet esaslarına,

-türlerine ve pay devirlerine,

-izahnameye ve izahnamenin yayımlanmasına,

-portföyünde bulunan varlıkların ve hakların değerlemesine ve varlıkların saklanmasına,

-portföy sınırlamalarına,

-yönetim ilkelerine,

-sermaye artırımlarına ve azaltımlarına,

-imtiyazlı pay ihracına,

-kâr dağıtımına ve paylarını geri almalarına,

-tasfiye ve sona ermelerine ilişkin usul ve esaslara,

-tabi olacakları diğer yükümlülüklere

Sermaye Piyasası Kurulu tarafından karar verilir. Ayrıca, yatırım ortaklıklarının esas sözleşme değişikliklerinde Kurulun uygun görüşünün alınması zorunludur.


Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı Nedir?


Girişim sermayesi yatırım ortaklığı (“GSYO”) ise kayıtlı sermayeli olarak kurulan ve çıkarılmış sermayelerini esas olarak girişim sermayesi yatırımlarına yönelten ortaklıklardır.

GSYO’ların kuruluş şartları, yatırım ortaklıklarına kuruluş izni verilebilmesi için Kanun’da öngörülen şartlar ile benzerlik göstermekte olup Kurul tarafından ilave şartlar getirilmiştir. Bu şartlar:

- Kayıtlı sermayeli anonim ortaklık şeklinde kurulması, kayıtlı sermayeli anonim ortaklık olması veya esas sermaye sistemine tabi anonim ortaklık niteliğinde olup kayıtlı sermaye sistemine geçmek için Kurula başvurması,

- Kuruluşta başlangıç sermayesinin, dönüşümde ise Kurul düzenlemelerine uygun olarak düzenlenmiş ve bağımsız denetimden geçirilmiş finansal tablolardaki mevcut ödenmiş veya çıkarılmış sermayesi ile özsermayesinin her birinin 20.000.000 TL’den az olmaması,

- Kuruluş ve dönüşümde paylarının nakit karşılığı çıkarılması ve pay bedellerinin tam ve nakden ödenmesi,

- Ticaret unvanında "Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı" ibaresinin bulunması,

- Kurucu ortakların veya mevcut ortakların Tebliğ’de öngörülen şartları haiz olması,

- Esas sözleşmesinin mevzuat hükümlerine uygun olması veya mevcut esas sözleşmesini mevzuat hükümlerine uygun şekilde değiştirmek üzere Kurula başvurmuş olması,

- Yönetim kurulu üyelerinin ve genel müdürün Tebliğde öngörülen şartları taşımaları,

- Başlangıç sermayesinin/çıkarılmış sermayenin %25’i oranındaki paylarının, Tebliğde belirlenen süre ve esaslar dahilinde halka arz edileceğinin veya nitelikli yatırımcılara satılacağının Kurula karşı taahhüt edilmiş olması,

- Kurucu veya mevcut ortaklardan en az birisinin lider sermayedar olması zorunludur.

Ayrıca GSYO kurucularında bulunması gereken birtakım şartlar da vardır.

GSYO Kurucularında Bulunması Gereken Şartlar ve Lider Sermayedar Kavramı

GSYO kurucusu olabilmek için şartlar öngörülmüştür. Buna göre, gerçek ve/veya tüzel kişi kurucu ortaklarının:

a) Müflis olmaması, konkordato ilân etmiş olmaması ya da hakkında iflasın ertelenmesi kararı verilmiş olmaması,

b) Faaliyet izinlerinden biri Kurulca iptal edilmiş kuruluşlarda, bu müeyyideyi gerektiren olayda sorumluluğu bulunan kişilerden olmaması,

c) Kanunda yazılı suçlardan kesinleşmiş mahkumiyetinin bulunmaması,

ç) Mülga 14/1/1982 tarihli ve 35 sayılı Ödeme Güçlüğü İçinde Bulunan Bankerlerin İşlemleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye göre kendileri veya ortağı olduğu kuruluşlar hakkında tasfiye kararı verilmemiş olması,

d) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten işlenen bir suçtan dolayı beş yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da devletin güvenliğine karşı suçlar, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, kaçakçılık, vergi kaçakçılığı veya haksız mal edinme suçlarından mahkûm olmaması,

e) Ortaklık kuruluşu için gerekli kaynağı kendi ticari, sınai ve sair yasal faaliyetleri sonucunda her türlü muvazaadan ari olarak sağlaması ve taahhüt ettikleri sermaye miktarını karşılayabilecek mali güce sahip olması,

f) İşin gerektirdiği dürüstlük ve itibara sahip olması,

g) Muaccel vergi borcu bulunmaması,

ğ) 7/2/2013 tarihli ve 6415 sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunda düzenlenen suçlardan mahkum olmaması,

h) Kanunun 101 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca işlem yasaklı olmaması şarttır.

Lider sermayedar ise halka arz sonrasındaki pay edinimleri hariç olmak üzere, ortaklıkta imtiyazlı pay bulunmaması halinde tek başına veya bir araya gelmek suretiyle yönetim kontrolünü sağlayan paylara sahip olan, ortaklıkta imtiyazlı pay bulunması halinde ise, tek başına veya biraraya gelmek suretiyle yönetim kontrolü sağlayan imtiyazlı payların çoğunluğu dahil olmak üzere, sermayenin asgari %25’i oranındaki paylara sahip olan ortak ya da ortaklardır.

Peki GSYO’ları farklı kılan nedir?

GSYO’lar, girişim sermayelerini esas olarak girişim sermayesi yatırımlarına yönelten ortaklıklardır. Girişim sermayesi yatırımı ise girişim şirketlerine yapılan yatırımlardır. Girişim şirketi ise, Türkiye’de kurulu veya kurulacak olan, gelişme potansiyeli taşıyan ve kaynak ihtiyacı olan şirketleri ifade etmektedir.

Girişim sermayesi yatırımını, yatırımcılar kendileri de yapabilirler. Ancak GSYO’ların yatırım süreçlerine birtakım vergisel avantajlar sağlanmıştır. SPK düzenlemelerine tabi bir halka açık yatırım ortaklığı yapısına vergisel teşvik sağlayarak, söz konusu şirketlerin portföy işletmeciliğinden doğan kazançları kurumlar vergisinden muaf tutulmuştur.


Girişim Sermayesi Yatırım Fonu Nedir?


Girişim Sermayesi Yatırım Fonu (“GSYF”) ise inançlı mülkiyet esaslarına göre tasarruf sahiplerinden toplanan fonun katılma payı karşılığında yatırım süreçlerinde kullanılması için oluşturulan ve portföy yönetim şirketleri tarafından fon iç tüzüğü ile kurulan ve tüzel kişiliği bulunmayan mal varlığıdır. Yatırım fonlarının kuruluş izni alabilmesi için, kurucunun portföy saklama hizmetini yürütmek üzere Kurulca yetkilendirilmiş bir kuruluş ile anlaşmış olması ve fon iç tüzüğünün Kurulca onaylanması gereklidir.

Portföy yönetim şirketi, fonu, yatırım fonu katılma payı sahiplerinin haklarını koruyacak şekilde temsil eder, yönetir veya yönetimini denetler. Portföy yönetim şirketi yatırım fonuna ait varlıklar üzerinde kendi adına ve fon hesabına mevzuat ve fon iç tüzüğüne uygun olarak tasarrufta bulunmaya ve bundan doğan hakları kullanmaya yetkilidir.

Portföy yönetim şirketi, ana faaliyet konusu yatırım fonlarının kurulması ve yönetimi olan anonim ortaklıktır. Portföy yönetim şirketinin kurulması ve faaliyete geçmesi için Kuruldan izin alınması zorunludur.

Fonların portföyünde yer alabilecek varlık ve işlemler,

-Girişim sermayesi yatırımları,

-Özelleştirme kapsamına alınanlar dahil Türkiye'de kurulan anonim ortaklıklara ait paylar, özel sektör ve kamu borçlanma araçları,

-7/8/1989 tarihli ve 89/14391 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı Karar hükümleri çerçevesinde alım satımı yapılabilen, yabancı özel sektör ve kamu borçlanma araçları ve anonim ortaklık payları,

-Vadeli mevduat ve katılma hesabı,

-Yatırım fonu katılma payları,

-Repo ve ters repo işlemleri,

-Varantlar ve sertifikalar,

-Kira sertifikaları ve gayrimenkul sertifikaları,

-Takasbank para piyasası işlemleri,

-Türev araç işlemlerinin nakit teminatları ve primleri,

-Kurulca uygun görülen özel tasarlanmış yabancı yatırım araçları ve ikraz iştirak senetleri,

-Kurulca uygun görülen diğer yatırım araçları,

şeklindedir. Fon portföyünde yer alan söz konusu varlıkların yönetiminde bazı sınırlamalar getirilmiştir: -Fonun toplam değerinin en az %80’inin bir veya birden fazla girişim sermayesi yatırımından oluşması zorunludur. -Fonun, bir hesap dönemi içinde; KOBİ Yönetmeliğinde yer alan nitelikleri sağlayan girişim şirketlerine doğrudan yaptığı yatırımların, fon toplam değerinin %10’unu geçmesi halinde %80’lik yatırım sınırı %51 olarak uygulanır.

Fonun malvarlığı, kurucunun ve portföy saklayıcısının malvarlığından ayrıdır. Kurucu, fonun katılma payı sahiplerinin haklarını koruyacak şekilde temsili, yönetimi, yönetiminin denetlenmesi ile faaliyetlerinin içtüzük ve ihraç belgesi hükümlerine uygun olarak yürütülmesinden sorumludur.

Hem GSYO hem de GSYF için Vergi Usul Kanunu’nda düzenleme yapılmıştır. Buna göre yapılacak yatırımlar kurum kazancından indirilebilir veya beyan edilen gelirden girişim sermayesi fonu ayrılabilir. Kanuna göre girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması veya girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması amacıyla, ilgili dönem kazancından veya beyan edilen gelirden girişim sermayesi fonu ayrılabilir. Bu fon, kurum kazancının veya beyan edilen gelirin %10’unu ve öz sermayenin %20’sini aşamaz.


Sonuç


Sonuç olarak belirtmek gerekir ki, girişim sermayesi yatırımlarının ortaklık veya fon aracılığıyla yapılmasının vergisel avantajları bulunmaktadır. Bu düzenlemeler, ülkemizde de yatırım piyasasının ve startup ekosisteminin gelişmesi için önemli bir ekonomik fırsattır.


Start-up Hukuku hakkında "Yıl Olmuş 2022, Siz Çalışanlarınıza Stock Option Vermiyor Musunuz?" ve benzeri konulardaki içeriklere ulaşmak ve Start-up Hukuku Avukatı ile online görüşme ayarlamak için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz!





16 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page